"Seninle tanıştığım gün, hayatımın en güzel hikâyesi başladı. Gözlerinle ilk kez buluştuğumda, zaman durdu sanki… Kalbim bana ilk kez 'işte bu' dedi. Her gülüşünde içime doğan huzur, her dokunuşunda hissettiğim güven… Bunlar sadece aşk değil, gerçek bir ömrün başlangıcı. Seninle geçen her saniye, sensiz geçen bin yıla bedel."
"Sen hayatıma girdiğinden beri kalbim daha ritmik, sabahlar daha anlamlı, geceler daha huzurlu. Sadece sevilmek değil, gerçekten anlaşılmak ne demek, seninle öğrendim. Varlığın bana güç, sesin huzur, dokunuşun sığınak gibi… Bu dünya değişebilir ama sana olan sevgim, her gün biraz daha kök salıyor içimde."
Sıradan bir gündü aslında. Belki biraz yorgun, belki de düşünceliydim. O ise her zamanki gibi dikkatli ve gözlemciydi. Birbirimize bir şeyler anlatırken, birden durdu. Gözlerini gözlerime dikti ve o anlamlı bakışıyla öylece kaldı. O an, zaman durdu sanki. Etrafımdaki her şey bulanıklaştı, sadece onun gözlerinin derinliğinde kayboldum. O bakışında sevgi vardı, şefkat vardı, sahiplenme vardı... Sanki o an, kelimelere dökülemeyecek kadar çok şey anlatıyordu. Bir an sonra hafifçe tebessüm etti ve "Benim manzaram," dedi fısıldayarak. O basit cümle, o derin bakışla birleşince içimde tarifsiz bir duygu uyandırdı. O an anladım ki, onun için sadece bir sevgili değil, aynı zamanda hayranlıkla izlediği bir "manzara"ydım. O bakış, o söz, benim için en güzel iltifat, en değerli şiir oldu. Bazen düşünüyorum da, onun bana o şekilde baktığı her an, dünyanın en güzel şarkısını dinlemek gibi. O bakış, bana ne kadar değerli olduğumu, ne kadar sevildiğimi her seferinde yeniden hatırlatıyor. İşte bu yüzden o an ve benzeri tüm bakışları kalbimin en özel köşesinde saklıyorum.

Yaz sonuydu ve şehir hala sıcaklığını koruyordu. O akşam, kalabalık sokaklardan uzaklaşıp şehrin tepesine doğru yürümüştük. Amacımız, aşağıda parıldayan ışıkları izleyerek biraz kafa dinlemekti. Yan yana bir banka oturduğumuzda, aşağıda serili duran ışık denizi adeta büyülü bir tablo gibiydi. O an, etrafımızdaki gürültü kayboldu, sadece şehrin hafif uğultusu ve bizim sessizliğimiz kaldı. Konuşmaya gerek bile duymadan, omuzlarımız birbirine değmiş bir şekilde uzunca bir süre oturduk. O an hissettiğim huzuru kelimelerle anlatmak çok zor. Sanki bütün dertlerim, bütün yorgunluğum o ışıkların arasında kaybolup gitmişti. Yanımda onun varlığı, o sessiz an bile bambaşka bir anlam kazanmıştı. O akşam anladım ki, sevmek sadece büyük sözler söylemek ya da sürekli iletişim halinde olmak değilmiş. Bazen, sadece yan yana durabilmek, aynı manzaraya sessizce dalıp gidebilmek bile en derin bağları kurabiliyormuş. O gece, şehrin ışıkları altında bulduğumuz o tarifsiz huzur, kalbime sonsuza dek kazındı.

İlk buluşmamız için biraz gergindim, kabul etmeliyim. O ise her zamanki gibi cool ve mesafeli bir hava yayıyordu etrafına. Şık bir kafede oturmuş, birbirimizi tanımaya çalışıyorduk. O gün üzerinde koyu renk bir şeyler vardı, saçları da her zamanki gibi özenle şekillendirilmişti. Konuşurken ara sıra o derin bakışlarını gözlerime kenetliyordu ki o anlar kalbimin biraz daha hızlı atmasına neden oluyordu. Her şey çok ciddi ve resmi ilerliyordu ta ki... ona çocukluğumla ilgili komik bir anımı anlatana kadar. Başta sadece hafifçe tebessüm etti sandım, o meşhur ciddi ifadesi pek bozulmamıştı. Ama sonra, hikayenin can alıcı noktasına geldiğimde, dayanamadı ve o içten kahkahası bütün kafeyi doldurdu. İşte o an, o kasvetli hava dağıldı, buzlar eridi ve ben o an ona bir kez daha hayran kaldım. O havalı ve umursamaz maskenin ardındaki samimi gülüşünü görmek, sanki aramızdaki bütün mesafeyi silmişti. O kahkaha, ilk buluşmamızın en unutulmaz anısı olarak zihnime kazındı. O gün anladım ki, o sert görünüşünün altında kocaman bir kalp ve harika bir mizah anlayışı yatıyor. İşte bu yüzden o an benim için çok değerli. ❤️

Aşk, tarif edilmesi en zor duygulardan biridir. Kelimeler bazen yetersiz kalır, cümleler anlamsızlaşır, çünkü hissettiğimiz şey o kadar derindir ki, anlatmak için kelimeler küçülür. Ama seninle aşk, hayatımda anlam bulan her şey oldu. Aşka dair ne varsa, hepsi sende hayat buldu.
Seninle güldüğümde, dünya daha parlak, yıldızlar daha yakın oluyor. Seninle konuştuğumda, kelimeler anlam kazanıyor, suskunluk bile huzur veriyor. Seninle yürüdüğümde, her yol güvenle dolup taşıyor. İşte bu yüzden diyebilirim ki; aşka dair her şey sensin.
Gözlerindeki ışık, kalbimdeki sönmez ateş oldu. Sesin, en güzel şarkı gibi ruhumu okşadı. Dokunuşun, beni kendimle yeniden tanıştırdı. Sen, sadece sevdiğim kişi değil, aynı zamanda hayatımın en güzel anlamısın.
Aşka dair ne varsa, seninle öğrendim, seninle yaşadım. Ve biliyorum ki, seninle birlikte olmak, her yeni gün yeniden aşık olmak demek. Çünkü aşk, seninle var olan bir mucize, seninle tamamlanan bir hikâye.
Aşka dair her şey sensin; en güzel başlangıcım, en derin hislerim, en gerçek mutluluğum.